Haymana Belediyesi

Tarihçe

Geri

Tarihçe

Geçmişi kadim uygarlıklara dayanan Haymana; Hititlere, Frigyalılara, Galatlara, Romalılara yurt olmuş, Selçukluların beldesi Osmanlıların Anadolu’ya gelişlerindeki ilk uğrak yeridir. Dünyaca ünlü kaplıcaları, ilk çağdan günümüze kadar binlerce insana şifa dağıtmıştır.

Haymana, yontma taş devri, cilalı taş devri ve maden devrine uzanan bir geçmişin izlerini taşımaktadır. 1930 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile Gavurkale’de yapılan arkeolojik kazılarda bölgeye ilk yerleşen kavmin Hititler olduğu anlaşılmaktadır. Kayadaki kabartmaların ve duvar kalıntılarının tarihleri hakkında arkeologların birleştiği nokta, M.Ö. 2000 yıllarının ortasıdır. Bu harabelerin duvar tasvirlerindeki elbiselerden anlaşıldığına göre, Hitit eseri olduğu kesinlik kazanmıştır. Hititlerin tarih sahnesinden ayrılmasından sonra Haymana ve çevresine yerleşen uygarlıklar Frigler, Galatlar ve Romalılar olmuştur.

Ortaçağ döneminde ise Haymana ve çevresi Bizans hâkimiyetindedir. Haymana' da birçok yerde Bizans kalıntılarına rastlanmıştır. Culuk, Çalış, Cingirli, Durutlar, Emirler, Kadıköy, Sarıgöl, Türk höyüğü, Yeniköy, Karahoca, Kara Süleymanlı, Kızılkoyunlu, İkizce, Boyalık, Çayırlı, Çerkezhöyük, Karaağızlı, Oyaca civarında bu döneme ait harabe ve mezarlar bulunmaktadır.

Haymana 1127 yılından itibaren Selçuklu Türk hâkimiyetine girdi. Selçukluların Haymana'da kaldıklarını belgeleyen sadece iki tarihi yapı vardır. Bugün Haymana'nın Kutluhan köyünün yakınında bulunan Kutluhan Camii ve miladi 1188 yılında yapılmış olan Yenice köprüsüdür. Osmanlı Devleti döneminde ise bölge Haymanateyn olarak isimlendirilmiştir.

 Milli Mücadele yıllarında ise Haymana’nın yeri oldukça önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temellerinin atıldığı Sakarya Meydan Muharebesi, Haymana topraklarında gerçekleştirilmiştir. 100 km’lik bir alanda gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesinin en şiddetli günleri Mangal Dağı, Çal Dağı ve Türbetepe’de gerçekleşmiştir. Bu bölgede gerçekleşen muharebeler sonucunda Yunan Ordusu mağlup edilerek Milli Mücadele’nin en kritik dönemi aşılmış ve II. Viyana Kuşatmasından beri geri çekilmeye başlayan Türk milleti taarruza geçerek, Yunan Ordusunu durdurmayı başarmıştır. Haymana bu noktada Son Kale durumundadır. Haymana’nın Yunan Ordusu tarafından ele geçirilmesi durumunda, Yunan Ordusu Ankara’ya ulaşacak ve Milli Mücadele oldukça sıkıntılı bir sürece girecektir. Mustafa Kemal Paşa bu kritik durumun farkına vararak “Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır. O Satıh Bütün Vatandır. Vatanın Her Karış Toprağı, Vatandaşın Kanı İle Islanmadıkça, Terk Olunamaz” sözünü söyleyerek Türk Ordusunun maneviyatını arttırmış ve bu kutlu zaferi bizlere kazandırmıştır. 2015 yılında Milli Park ilan edilen Haymana’da Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ile birlikte yürütülen çalışmalarda 3500 şehit mezarı tespit edilmiş ve şehitlikler inşa edilmiştir. Sakarya Meydan Muharebesi sırasında Mustafa Kemal Atatürk’ün karargâh olarak kullandığı evde müze yapılmıştır, Atatürk Evi olarak bilinmektedir.

Haymana’nın diğer kültürel ve tarihi değerleri ise şöyledir; Karahoca Camii, Papaz’ın Evi, Güzelcekale Kalesi, Cimcime Sultan Türbesi, Yenice Mağarası, Bakçecik Nekropoli, Yenice Kalesi, Merkez Camii, Şerefligökgöz Mağarası, Balçıkhisar Höyüğü, Taburoğlu Kalesi.

İlkçağlardan günümüze kadar Haymana’nın en değerli ve değişmeyen özelliği ise termal suyu olmuştur. Şifalı suların insanlar tarafından kullanılması insanlık tarihiyle başlar. Anadolu’daki şifalı kaynakları ilk kullanan kavmin Etiler olduğu sanılmaktadır. Yıllar önce Haymana kaplıcasının olduğu yerde yapılan kazılardan çıkan havuz parçalarının Dereköy yakınındaki Eti Mabedi olduğu kesinlik kazanan Gavur Kalesi taşlarıyla aynı menşeli olduğu uzmanlarca tespit edilmiştir. Tarihi Kral Yolu güzergâhında bulunan Haymana kaplıcalarının, daha birçok kavim tarafından kullanıldığı sanılmaktadır. Galatların bu bölgeye Galatia Salutaris yani sıcak su membası adı vermesi tesadüf değildir. Etiler ve Galatlardan başka Romalıların bu kaplıcayı geliştirdiği sanılmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı zamanında da Haymana şifa bulmak isteyenlerin uğrak noktası olmuştur.

Haymana termal suyun sıcaklığı direk temasa uygun olduğundan, kaynağından çıktığı gibi ısıtılmadan ve soğutulmadan kullanıma sunulur ve bir benzeri yoktur. Su sıcaklığı 44.5°C, kaynak akım değeri 4.8 lt/sn, Ph değeri 6.8 dolayındadır. Suyun bileşimi; bikarbonat, kalsiyum, sodyum, magnezyum ve karbondioksitten oluşmaktadır. Haymana termal suyu özellikleri bakımından şu an dünyanın en iyi termal suyu unvanına sahiptir. 2017 yılında İstanbul Üniversitesi’nin yapmış olduğu inceleme ile Haymana Termal Suyu uluslararası tescilini almıştır.